Çalışan Tasarımlarının Kümülatif Korunması
- Ali Mert Çavuşoğlu
- 13 Ara 2024
- 4 dakikada okunur

Av. Sultan Ballı
Av. Ali Mert Çavuşoğlu
Giriş
Türk hukukunda tasarımlar yeni ve ayırt edici olmaları koşuluyla 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (“SMK”) kapsamında tasarımlara tanınan korumadan yararlanabilmektedir. SMK kapsamında tasarım korumasından yararlanan ilgili tasarımlar aynı zamanda sahibinin hususiyetini taşımaları ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda (“FSEK”) sayılan eser türlerinden birine dahil olmaları halinde FSEK kapsamında da korunabilmektedir. Bu anlamda hukukumuzda tasarımlara ilişkin kümülatif koruma ilkesi benimsenmiştir.
Çalışanlar tarafından gerçekleştirilen tasarımlar SMK ve FSEK kapsamında özel hükümlere tabidir. Bu yazımızda kümülatif korumanın çalışan tasarımları için etkilerini inceleyeceğiz.
I. FSEK Kapsamında Eser Niteliğindeki Çalışan Tasarımları
FSEK m. 8/1 uyarınca bir eserin sahibi, o eseri meydana getiren kişidir. Dolayısı ile eseri meydana getiren kişiler, eserin meydana getirilmesiyle eser üzerinde doğan mali ve manevi hakların sahibi olurlar.
FSEK hükümleri uyarınca eser sahibi eser üzerindeki mali haklarından vazgeçebilir ya da başkasına devredebilir ancak eser sahibinin manevi haklardan vazgeçmesi ya da bu hakları devretmesi mümkün değildir.[1] Keza FSEK m. 48’de eser sahibinin eser üzerindeki mali haklarını devredebileceği düzenlenirken manevi hakların devredilebileceğine dair herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Eser sahibi manevi haklar bakımından yalnızca kullanım hakkını devredebilmektedir. Kullanım hakkının devri halinde eser sahibi manevi haklar bakımından hak sahibi olarak kalmaya devam etmektedir. [2]
Yukarıda bahsettiğimiz düzenleme genel kural olup FSEK m. 18/2 genel kuraldan saparak memur, hizmetli ve işçilerin işlerini görürken meydana getirdikleri eserler üzerindeki mali hakların kullanma yetkisini aralarındaki sözleşme yahut işin mahiyetinden aksi anlaşılmadıkça işverene bırakmıştır. Başka bir anlatımla, iş ilişkisi sırasında ortaya çıkan eserin hak sahibi eseri meydana getiren çalışan; eser üzerindeki mali hakları kullanma yetkisinin sahibi ise işveren olacaktır.
FSEK işverene, çalışan tarafından ortaya konulan eserler üzerinde mali hakları kullanma yetkisini herhangi bir ek hak devri ya da lisans anlaşmasına gerek olmaksızın tanımıştır. İşverenin manevi hakların kullanım yetkisi elde etmesi için ise çalışan ile ayrıca bir sözleşme akdetmesi gerekmektedir. Burada önemle belirtmek gerekir ki çalışan, sözleşme ile eser üzerindeki manevi hakların kullanımın yetkisini işverene tanısa dahi FSEK m. 14/3’e göre işveren bu hakkı çalışanın şeref ve itibarını zedeleyecek surette kullandığı takdirde çalışan, işvereni bu hakları kullanmaktan menedebilecektir. Bu menetme yetkisinden sözleşme ile vazgeçmek mümkün değildir.[3]
II. SMK Kapsamında Çalışan Tasarımları
SMK m. 73/1 hükmünde “aralarındaki özel sözleşmeden veya işin mahiyetinden aksi anlaşılmadıkça çalışanların bir işletmede yükümlü olduğu faaliyeti gereği gerçekleştirdiği ya da büyük ölçüde işletmenin deneyim ve çalışmalarına dayanarak iş ilişkisi sırasında yaptığı tasarımların hak sahibi, işverenleridir.” şeklinde düzenlenerek çalışanın iş ilişkisi sırasında yaptığı tasarımların hak sahibinin işverenler olacağı belirtilmiştir.
Kanun gerekçesinde, işverenin çalışana araç-gereç sağlayarak ve yatırım yaparak belli riskler aldığı, bunun karşılığında çalışanın ise emeğinin karşılığını ücret olarak aldığı, bu nedenle tasarım hakkı sahipliğinin işverene verildiği belirtilmiştir.
Aynı şekilde SMK m. 73/2 hükmünde yer alan düzenlemeye göre çalışanların bulunduğu işyerindeki genel faaliyet konusu bilgi ve araçlardan faydalanmak suretiyle yapmış olduğu tasarımlar bakımından işverenin talep etmesi halinde tasarımın hak sahibi işveren olacaktır.
SMK m. 74/1 hükmünde çalışanların işyerindeki genel faaliyet konusu bilgi ve araçlardan faydalanmak suretiyle gerçekleştirdiği tasarımlar için işverenden bedel isteme hakkı bulunmaktadır.
Ayrıca önemle belirtmek gerekir ki bedel isteme hakkı yalnızca SMK m. 73/2 hükmü uyarınca gerçekleştirilen tasarımlar için düzenlenmiştir. Bu anlamda SMK m. 73/1 hükmünde düzenlenen çalışanların bir işletmede yükümlü olduğu faaliyeti gereği gerçekleştirdiği ya da büyük ölçüde işletmenin deneyim ve çalışmalarına dayanarak iş ilişkisi sırasında yaptığı tasarımlar için işverenden bedel isteme hakkı söz konusu değildir.
Bu farklılığın nedeni, SMK m. 73/2 hükmünde düzenlenen tasarımlar bakımından çalışanların iş sözleşmesinden kaynaklanan bir gereklilik olmamasına rağmen tasarım gerçekleştirmeleridir. Bu nedenle bir bedel isteme hakkı düzenlenmiştir. [4] SMK m. 73/1 ise çalışanın mevcut iş tanımı gereğince gerçekleştirdiği tasarımları düzenlemektedir. İlgili çalışanlar halihazırda bu tasarımlar için emeğinin karşılığını ücret olarak almaktadır. Bu nedenle işverene karşı yükümlülüğü kapsamında gerçekleştirdiği bu tasarımlar bakımından çalışanların tekrar bedel isteme hakkı düzenlenmemiştir. [5]
III. FSEK ve SMK Tarafından Sağlanan Korumalar Arasındaki Farklar
FSEK m. 71 ve 72 hükümlerinde koruma altındaki eserlere ilişkin mali, manevi ve bağlantılı hakları ihlal edilen kişiler aleyhine cezai yaptırımlar öngörülmüştür. SMK kapsamında ise tasarımlara ilişkin herhangi bir cezai yaptırım düzenlenmemiştir.
Çalışan tasarımları için geçerli olan kümülatif koruma bakımından bir diğer önemli fark, çalışan tasarımları için bedel isteme hakkının yalnızca SMK kapsamında korunan tasarımlar için söz konusu olmasıdır. Dolayısıyla FSEK kapsamında çalışanın ortaya çıkardığı eser için bedel isteme hakkı mevcut değildir.
Ayrıca SMK kapsamında tescilli tasarımın koruma süresi başvuru tarihinden itibaren 5 yıldır. Bu süre beşer yıllık dönemler halinde yenilenerek 25 yıla kadar uzatılabilir. Tescilsiz tasarımın koruma süresi ise tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten itibaren 3 yıldır. FSEK kapsamında eser niteliğinde olan tasarımlara ilişkin mali haklar eser sahibinin yaşadığı müddetçe ve ölümden itibaren 70 yıl devam etmekte, manevi haklar ise süresiz olarak geçerli kalmaktadır. Görüleceği üzere SMK ve FSEK koruma süreleri bakımından büyük farklılıklar arz etmektedir.
IV. Sonuç
Türk Hukukunda çalışan tasarımları Kanunlarda belirtilen özellikleri taşımaları şartıyla SMK kapsamında ve FSEK kapsamında korunabilirler.
FSEK m. 4/2, bir tasarımın, endüstriyel model olarak kullanılmasının, onun bir fikir ve sanat eseri olarak korunma niteliğini ortadan kaldırmayacağını düzenlemektedir. Bu hüküm, bir tasarımın estetik veya sanatsal değer taşıdığı ölçüde aynı zamanda FSEK kapsamında da eser olarak korunabileceğini belirtmektedir. Dolayısıyla bu hüküm aynı zamanda eser sahibinin kümülatif korumadan yararlanmasını sağlamaktadır.
Aynı şekilde SMK m. 58/3 tasarımlar için sağlanan korumanın, FSEK’te aranan şartlar yerine getirildiği takdirde, bu kanun kapsamında sağlanan korumayı etkilemeyeceğini belirtmektedir. Bu hüküm tasarım sahiplerinin her iki korumadan da faydalanabileceğini açıkça düzenlemektedir.
İki kanun ile sağlanan korumalar arasında cezai yaptırımlar, işverenden bedel talep etme hakkı ve koruma süreleri gibi konularda farklılıklar söz konusudur. Tasarımın ve durumun özelliklerine göre hangi hükümlere dayanılarak koruma talep edileceğinin bahsi geçen farklılıklar göze alınarak belirlenmesi büyük önem arz etmektedir.
[1] Ünal Tekinalp, Fikri Mülkiyet Hukuku, sayfa 164, Vedat Kitapçılık, 2012.
[2] Ünal Tekinalp, Fikri Mülkiyet Hukuku, sayfa 164, Vedat Kitapçılık, 2012.
[3] FSEK m. 14/3.
[4] SMK m. 73 Gerekçesi.
[5] Özgür Arıkan, Didem Yalçıntaş, Çalışan Tasarımlarında Hak Sahipliği, Ticaret ve Fikri Mülkiyet Hukuku Dergisi 2020 6(1), sayfa 33.